Çocuklarımızın her gün okula gitmesinin bir sebebi var: ileride başarılı birer yetişkin olmaları ve akıllı insanlar olmaları. Ancak, akıllı insanlar olmak tam olarak ne anlama gelir? İyi notlar almak mı yoksa okulda öğretilen her şeyi ezberlemeleri mi? Belki belli bir zamana kadar böyle olduğunu düşünüyorduk ama artık çocuklardan asıl beklenen şey ‘kendini gerçekleştirmeleri’. Çünkü ancak o zaman tüketim yerine inovasyonu geliştirmek mümkün hale geliyor.
Günümüzde dünya bildiklerimizle ilgilenmiyor. Bu nedenle de diğerlerinden daha fazla bilgiye sahip olmak bizi başarılı kılmak ya da daha akıllı yapmak için yeterli değil. Artık bilgilerimizi nasıl kullandığımız, bildiklerimizi inovatif olarak kullanarak nasıl işlevsel hale getirdiğimiz önem taşıyor.
Diğer taraftan hızla yükselen bir tüketim kültürünün içinde yaşıyoruz ve bu kültür inovasyonu bazı açılardan desteklese de yenilikçi zihinlerin ortaya çıkmasını zorlaştırabiliyor. Böyle bir kültür içine doğmuş olan çocuklarımızı, maker çocuklar olarak yetiştirmenin önemi de buradan kaynaklanıyor. Çocukların maker hareketine dönüş hem ekonomik hem sosyal inovasyon için önemli bir çıkış kapısı.
Eğitim dünyasında maker çocuk olmak
Artık eğitim dünyası da bunu kabullenmiş durumda. Tüketimin her yerden hayatımızı sarmış olmasına karşılık, üreten ve sorumluluk alan çocuklar yetiştirmek için maker hareketini desteklemelerinin sebebi de bu. Bugün çok sayıda maker alanı, maker çocuklar için önemli bir fırsat sunuyor. Buralarda çocuklar, fikirlerini somutlaştırabileceklerini öğreniyorlar.
Yenilik yaratıcı düşünceyle ortaya çıkar. Sadece bilgileri ezberlemek yerine sıra dışı düşünmeye ve öğrenilen bilgilerin gerçek dünyaya uygulanması gerekiyor. Bunun için çocukları, yaratıcılıklarını ve hayal dünyalarını ortaya koymaya teşvik etmeliyiz. Maker çocukların soru sormaya teşvik edilmesi, harekete geçme cesareti bulması dünyayı değiştirebilir. Tabii çocuğun kendi hayatını da!
Maker çocuk atölyeleri sayesinde çocuklar bilgileri sorgulanamaz birer gerçek olarak değil, keşfedilecek binlerce şeyin bir ön adımı olarak algılamayı öğreniyor. Bilgilerinden beslenerek yaratıcı fikirlerini birer projeye dönüştürme şansı buluyor. Sosyalleşmenin zorlaştığı bu dönemde, çocuklara birlikte yapmanın keyfini ve gücünü hatırlatıyor. Tam da bu sebeplerle çocuklarımızı, tüketim yerine inovasyona yönlendirmek için maker hareketinden öğreneceğimiz çok şey var.