Büyüyoruz ve Üretiyoruz, Peki Hala Startup mıyız?
Startup olmak, büyüme yeteneğine ve üretebilir olmaya bağlı olsa da, bu özelliklere sahip Apple’ı neden startup olarak değerlendirmediğimiz konusuna da değinmek lazım.
Yukarıda bahsettiğimiz iki özellik tanım açısından ön açıcı olsa da, birçok startup büyüme ve yaşlanmayla birlikte startup olmayı bırakıyor. Daha büyük bir şirket tarafından satın alınmak, birden fazla ofise sahip olmak, yıllık cironun 20 milyon doları aşması, 100’den fazla çalışana sahip olmak, yönetim kurulunun genişlemesi ya da kuruculardan birinin hisselerini satması gibi durumlar, şirketin karlı olduğunu ortaya koyarak startup’lıktan çıkmasına sebep oluyor.
Bir diğer taraftan da tersi durumda şirketin başarılı olmadığının ortaya çıkacağı düşünülürse, öyle ya da böyle, şirketler için startup olma durumu bir süre sonra sona eriyor.
Startup meselesinin Silikon Vadisi‘nden çıktığı hatırlandığında, konuyla ilgili sorulabilecek üçüncü soru, startupların sadece ve sadece teknoloji konusunda mı olabileceği noktasında geliyor. Cevap yine hayır. Dünya genelinde internet penetrasyonunun ve akıllı cihaz kullanımının artışıyla paralel olarak hayatımıza giren startuplar, problem çözmek için teknolojiyi kullansalar da, tanım olarak illa ki teknolojiyle ilgili olmak zorunda değiller.
“Startup” farklı bir şirket türü müdür?
Nedir, ne değildir tartışmasına son olarak da “startup farklı bir şirket türü müdür” sorusunu eklemek lazım. Bu sefer cevap hem evet hem de hayır. ABD’de startuplar için yatırımcının vergi masraflarını azaltmasını sağlayan ve legal prosedürleri kolaylaştıran, C-Corp şirket türü varken, kelimenin Türkçesinin bile bulunmadığı Türkiye’de ne yazık ki benzer bir uygulama yok.