Son yıllarda her yaştan bireyin ilgisini çeken Maker hareketinin ilerlediği iki ana arter var: Fikir ve üretim atölyeleri. Bu iki aşama, ürünün oluşumunda mekan ve materyallerin önemini ortaya çıkarıyor. Bu atölyeler sayesinde üretim süreci hem tasarlanabiliyor hem de hayata geçirilebiliyor.
“Idea lab” olarak da karşılık bulan fikir atölyesi ile ilgili önemli olan tek şey beyin fırtınası için elverişli bir ortam olması. Bu noktada mekandan ziyade bir araya gelen zihinler ön plana çıkıyor. Kafeler, üniversite kantinleri sadeliklerine rağmen taze beyinlerin fikir alışverişi yapması açısından elverişli ortamlar. Mekanın niteliği konusunda büyük bir kısıtlama yok.
“Realization lab” denen üretim atölyeleri ise taze fikirlerin gerçeğe dönüştürülebildiği mekanlar olarak tanımlanabilir. Fikir atölyesine kıyasla daha somut şekilde üretim araçlarına ihtiyaç duyulan mekanlar bunlar. Alanın amaç doğrultusunda dizayn edilmiş olması kritik bir nokta. Mutfak, garaj gibi gündelik ortamlar çocukların fikirlerini hayata geçirebilmeleri için elverişli. Açık alanlar da atölye olabilir.
Üretim atölyesinin öncelikl niteliği üretim sürecini destekleyecek materyalleri bulundurması. Bunları tamamlamak daha zahmetli, bu yüzden kurulurken acele edilmemeli. Gerekirse bu konuda daha gelişmiş araçlara sahip olan yerlerle iletişimde kalınmalı. Her şeyi hemen hayata geçirmek için acele etmektense yenilikçi fikirlere yatkın bireyler yetiştirmek öncelikli hedef olmalı.
Fikir ve Üretim Atölyelerinin Faydaları
İyi organize edilmiş fikir ve üretim atölyeleri, genç nesillerin inovasyon ve yaratıcılık değerlerini geliştirir. Bu iki değerin edinimi Türkiye’nin ve dünyanın problemlerine çözüm bulabilmenin öncelikli yolu. Bilimdeki etik kurallara, örneğin patent konusuna hassasiyetle yaklaşıldığı sürece bu atölyelerin kalkınmayı olumlu yönde etkileyeceğinden şüphe yok.
Orijinal fikirlerini gerçekleştirebilecek ortam bulan ve patent alabilen bireyler kendini gerçekleştirme yolunda büyük bir adım atmış olur. Bu bireyler ülkemizin ve dünyanın ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanıma sahip olurlar.
Hızla değişen global koşullara ayak uydurabilmek dünyayı tanımaktan ve değişime katkıda bulunmak istemekten geçiyor. Fikir ve üretim atölyeleri, gelişimin anahtarı olan teknolojiyi yakalayabilmeyi sağlar. Zeka tipleri ve ilgileri doğrultusunda atölyelerle kendilerini geliştirebilecekleri alanlara yönlendirilen gençlerin Türkiye’ye ve dünyaya dönüşleri olumlu olacaktır.