Biyoteknoloji ya da diğer adıyla biyolojik teknoloji, gerek ülkemizde gerek ise tüm dünyada son zamanlarda oldukça önemli bir noktaya gelmiştir. Bitki veyahut hayvan ile mikroorganizmaları gen üzerinde geliştirme, hücre ve dokularıyla yapılan çalışmalara biyolojik teknoloji denir. Biyoteknoloji örnekleri olarak bazı örnekler vermek mümkündür.

Özellikle Covid – 19 salgın süreci biyolojik teknoloji alanında yapılması gereken yatırımların önemini bir kez daha bizlere göstermiş oldu. Bu salgını önlemek ve bundan sonra karşılaşabileceğimiz benzer durumlar için bu teknoloji alanında oldukça önemli araştırmalar yapmamız gerekmekte. Ülkeler bu durumların önüne geçebilmek için biyolojik teknoloji alanını artık daha da bir ön plana atmış ve yatırımlarını bu alana yoğunlaştırmış durumdalar.

Ülkemizde Biyoteknoloji Alanında Yapılan Teşvik ve Girişimler: Biyoteknoloji Örnekleri

Ülkemiz son zamanlarda bu alana oldukça önem veren ve çalışmalara katkı sağlayan ülkeler arasında bulunmaktadır. Ülkemizde bu konuda yapılan teşvikler oldukça dikkat çekici durumda. Yaklaşık olarak 10 milyon Euro ile 3,800 istihdam ülkemizde sağlanmış durumda.

Fakat biyoteknoloji alanına yapılan bu yatırımlar hakkında kendimizi yoklamamız ve sorgulamamız gereken noktalar bulunmakta. Ülkemiz özellikle covid – 19 salgın sürecini bu alanda yapacağı sorgulamalarda temel nokta olarak alabilir.

Bu salgın ile artık vakit kaybedemeyeceğimizi ve kısıtlı kaynaklarımızı da doğru bir şekilde harcamamız gerektiğini görmüş durumdayız. Bu salgın süreci ülkemizin de aralarında olduğu birçok ülke için biyolojik teknoloji alanı için ilginç bir sınav ortamı oluşturdu.

Covid – 19 salgını biyoteknoloji alanında çıkan ilaçlar, diğer ülkeler ile işbirliği ve bu alanda çıkan ürünlerin regülasyonu açısından tüm dünya için biyolojik bilimler açısından zor ve ender bir sınav oldu.

Aslında birçok biyolojik teknoloji sanayicisi inkar etse de biyolojik bilimler açısından ülkemizin bu salgın sırasında en büyük artılarından biri nitelikli iş gücümüzün yüksek olması olarak dikkat çekti. Bu nitelikli iş gücü salgın sırasında sessiz ve sedasız bir şekilde görevini tamamlayarak oldukça başarılı işlere imza attı.

Bu zorlu süreç içerisinde ülkemizde biyolojik bilimler adına oldukça zor olan işler çok kısa süre içerisinde başarıldı. Tanı kitleri ya da ilaçlar gibi birçok konuda biyoloji bilim insanları bir araya gelerek bu durumlara el atarak ülkemizde salgının yayılma ve etkisini oldukça düşürdüler.

Salgın Süreci Biyolojik Bilimleri Ortak Bir Odak Noktada Topladı

Ülkemiz bu salgın sürecini diğer ülkeler ile kıyaslandığı zaman başarılı bir şekilde tamamlamakta diyebiliriz. Tulumlar, kitler, maskeler ve daha bir sürü biyolojik ürünler gerek ülkemizde gerek ise ülkemizden dış ülkelere tahsil edilebildi.

Ortak bir odak noktası içerisinde ülkemiz birçok biyolojik işi başarılı ile tamamladı dememiz yanlış olmaz. Bu salgını odak noktası alarak biyolojik teknolojilere ait yerli ürünler ( tulum, maske ve tanı kiti gibi ) kontrollü bir şekilde üretildi.

Bu durum bizlere ortak bir odak noktası oluştuğu zaman ülkemizin yerli üretim konusunda atabileceği adımları ve yapabileceği potansiyeli göstermiş durumda. Ayrıca çok önemli olan temel bilimler içerisinde ülkemiz iyi olma hedefinden asla vazgeçmemelidir.

Temel bilimler olmadan biyolojik teknolojiler için üretim yapmak oldukça zordur.

Dünyada olan rekabetçi, küresel ve var olan ürünleri üretmek için nitelikli bilim noktasına yönelmemiz gerekmektedir. Bu konuda atmamız gereken önemli adımlardan birisi genç nüfusa yatırım olmalıdır.

Genç Nüfusu Yatırımın Önemi

Ülkemizin dünya üzerindeki en büyük avantajlarından bir tanesi genç nüfustur. Ülkemiz küresel hedefleri doğrultusu üzerinde bu nüfusa yatırım yapmalı ve onları nitelikli bilimler konusunda iyi eğitim almalarını sağlamalıdır.

Biyoteknoloji ve mühendislik bilimi öğrencileri gibi birçok öğrenciye yurt içi ve yurt dışı eğitimlerinde burs sağlanması yapılabilir. Böylelikle öğrencilerin okul sonrası için hazır bir hale gelmesi sağlanabilir.

Ülkemiz ayrıca bu sıralar yaptığı çeşitli teşvik programları ile üniversiteleri ve sanayileri biraz daha yakınlaştırmak için çalışmalar yapmakta.

Ülkemizde Kümelenmenin Önemi

Ülkemiz yapacağı ilerlemeler konusunda birçok kişiyi iş düşmekte. Sadece biyolojik bilimler alanında çalışan kişilere bakmamak lazım. İş gücü olarak sadece biyolojik bilim çalışanları yetersiz kalabilir. Bu çalışmaların ürüne dönüşebilmesi için çok ciddi başka disiplinler de olmalıdır.

Kümelenmelerde burada karşımıza çıkmakta. Çünkü kümelenmelerde belirli bir odak noktası içinde birden fazla küçük şirket o odak noktasında bir araya gelebilir. Bu şirketler birbirleri ile bilgi transferi, deneyim transferi yapabilecek ve büyümelerinde birbirlerini basamak olarak kullanabilecekler.

Bu bilgi transferi, deneyim transferi ve yükselmeler şirketlerin para ile satın alamayacağı noktalardır. Ülkemiz bu şirketleri kurmaktan ziyade yaşatmak için çalışmalar yapması oldukça önemli bir konudur.

Ülkemizde onlarca yıldır biyolojik teknoloji anlamında çalışma yapan şirketler bu kümelenme ile bilgi ve birikimlerini yeni şirketler ile paylaşarak onlara oldukça yardımcı olacaktır. Biyoteknoloji şirketleri bu kümelenme ile yıllar içerisinde dünya çapında markalar olabilir.

Biyoteknoloji Örnekleri: Genç Girişimcilerin Önemi

Ülkemizde genç girişimci sayısı oldukça az. Birçok girişimci bu zorlu yolda tek başına kaldığı için henüz başlarda pes etmekte. Özellikle biyolojik teknoloji alanındaki girişimciler AR – GE gibi konularda oldukça zorlanmakta.

Kümelenmeler ile şirketler arası bilgi ve deneyim transferi ile bu girişimciler kendilerine çok zor olarak gördükleri kısımları kolayca atlatabilecekler. Fikri mülkiyet, patentleme, ürün tedarik etmek ve hatta muhasebesinin nasıl yapılacağı gibi birçok konuda girişimciler sıkıntı yaşayabilir.

Girişimciler eğer bu zorlanmalarında kendilerinden daha deneyimli firmalarda yardım alabilirse oldukça zor görünen ama aslında çok basit olabilecek bu kısımları kolayca atlatabilir.

Yatırımcılar Biyolojik Teknoloji Girişimcilerini Yakın Takipte

Biyolojik bilimler girişimciler için oldukça zor sektörlerden birisidir. Ülkemizde girişimciler genellikle e – ticaret sektörüne yoğunlaşmakta. Biyolojik bilimler ise oldukça az girişimcinin ilgisini çekmekte.

Fakat son dönemlerde biyolojik bilimlerin önemi artması ile yatırımcılar ilgisini bu yöne kaydırmış durumda. Salgın sürecinden örnek vermek gerekirse kit üretimleri yatırımcılar tarafından son ayların en çok ilgi gören konusu.

Birçok kit çeşidi olduğu için yatırımcılar bu kitler üzerine çalışmalar yapan girişimciler ile oldukça ilgilenmekte. Devlette bu durumun farkında. Bu yüzden biyoteknoloji konunda ortak bir odak için çalışmalar yapmakta.

Öncelik belirlediği ilaçlara teşvik eden çalışmalar yapan devlet gerek girişimcileri gerek ise yatırımcıları bu ortak odak etrafında toplayarak birlikte bazı şeyleri başarmak istiyor.

Biyoteknoloji Örnekleri: Biyolojik Bilimler İçin İş İmkanları

Biyolojik bilimler için ülkemizde en çok sorulan sorulardan bir tanesi bu bölümde olan iş imkanı. Aslında dünya üzerinde en yaygın olarak iş bulunabilecek bölümlerden birisi biyolojik bilimlerdir.

Ülkemizde bu konu ile çalışma yapan firmalar fazla göz önünde bulunmadığı için de ülkemizde bu bölümlerde iş imkanının oldukça az olduğu düşünülmekte. Fakat bu salgın süresinde ülkemizde 15’den fazla kit üretimi yapan firma bulunmakta.

Bun firmaların 6 tanesi diğerlerinden sıyırılarak zirveye oynamakta. Gerek ülkemize gerek ise tüm dünya üzerine bu firmalar kit satışı gerçekleştirmekte.

Bu firmalar salgın sırasında kurulmuş yeni firmalar değil. Onlarca yıldır biyoteknoloji alanında çalışan oldukça büyük firmalardır. Yıllardır fazla göz önünde bulunmayan bu firmalar salgın sürecinde ülkenin en ihtiyaç duyduğu zamanda oldukça başarılı bir şekilde işlerini yapmışlardır.

Sadece kit üretimi yapan firmalardan bahsetmek yanlış olur. Ayrıca ülkemizde maske üretimi yapan, tulum üretimi ve solonum cihazı ya da solunum cihazı yedek parçası yapan çok fazla firma bulunmaktadır.

Bu firmalar zaten hâlihazırda oldukça kazanan firmalardı. Salgın süreci içerinde hem ülkemizde hem de dünyada biyolojik bilim firmaları önemini daha da arttırdı. Bu arttırma ile bu firmalar hem devlet destekleri hem de iş imkanları olarak artık eskisine göre daha da güçlü olmakta.

Ülkemizde de biyoteknoloji sanayisinin bu süreç ile güçlendiği bir gerçektir. Ayrıca ülkemizde devlet desteğini bu sektöre çok fazla yönlendirmiş durumda. İş imkanı zaten çok fazla olan bu sektör ilerleyen yıllarda daha da genişleyerek daha fazla iş imkanını bizlere sunacaktır. Ayrıca biyoteknoloji örnekleri bu alandaki gelişmeleri yansıtmak açısından her zaman yol gösterici olacaktır.

Bültenimize Abone Olun

Bültenimize Abone Olun

Aba Innolab bültenine abone olarak güncellemelerden ilk önce siz haberdar olun.

Aboneliğiniz Alındı