Yaşadığımız yüzyılda biyoteknoloji çalışmaları büyük oranda hız kazandı. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’daki pek çok üniversite; biyoteknoloji çalışmaları ve bu alandaki start-upları destekliyor.
Innovation Land: Hollanda
“Innovation Land” yani inovasyon ülkesi olarak da anılan Hollanda’da, teknoloji ve inovasyon alanındaki çalışmalara üniversiteler mekânsal ve finansal anlamda destek veriyor. Hollanda’da start-uplar ile ilgili tüm imkanların evlere taşındığını, start-up yapacak öğrencilerin tüm bu imkanlardan yaralanabildiğini biliyoruz. Merkez laboratuvar olarak tanımlanan ana laboratuvarlar 7/24 kiralanabiliyor ve çalışmalar için gerekli tüm ekipmanlardan satın almadan yararlanmak böylelikle mümkün hale geliyor. Genellikle Amerika’da var olan bu sistem aynı şekilde Hollanda’da da oluşturulmuş durumda.
Biyoteknoloji Çalışmaları: Robotlar İnsanların Yerini Alıyor
İngiltere’de yürütülen bir robotik çalışmada görüldü ki; robotlar insanların 3 ayda tamamladığı bir laboratuvar çalışmasını 3 gün gibi kısa bir sürede bitirebiliyor. Bu durum; özellikle çok yoğunluklu laboratuvar çalışmalarında insanların daha az ön planda olacağını gösteriyor. Yakın gelecekte yapay zeka ve robotlar laboratuvar alanında insanların yerini alacak gibi görünüyor.
Covid-19 sürecinde aşı çalışmaları anlamında iki ülke ciddi anlamda ön plana çıktı. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere… İngiltere’de ise iki üniversite bu çalışmalara liderlik ediyor. Bir tanesi Imperial Üniversitesi diğeri ise Oxford Üniversitesi… Bu iki üniversite Covid-19 sürecinde yürüttükleri çalışmalarla yeni bir laboratuvar mekanına ve platformuna sahip olacağımızı ortaya koydular.
Gençlerin Bu Alanda Yeni Ürünler Geliştirmesi Gerekiyor
Biyoteknoloji çalışmaları anlamında; bizim için önemli olan, gençlerin bu alana daha fazla yönelmesi ve hızlı bir şekilde yeni ürünler geliştirmeye başlaması… Özellikle son dönemlerde sağlık ve biyoteknoloji alanında çok değerli girişimlere imza atılıyor ve bu çalışmaların büyük bir kısmı 25 yaş altı gençler tarafından yürütülüyor.
Şunu unutmamak gerekiyor; yaşadığımız çağda disiplinler arası yaklaşım büyük bir önem taşıyor. Yaşadığımız bu çağda gençler; biyoloji, mekanik, elektrik-elektronik hangi bölümde okuyor olurlarsa olsunlar; edindikleri bilgiyi bilişim teknolojileri, makine öğrenmesi gibi alanlarla birleştirmedikleri sürece yani teknolojik alt yapıdaki data ile birleştirmedikleri sürece ilerlemeleri mümkün olamıyor.
Gençlerin kendi alanlarında çalışırken 21. Yüzyılın ihtiyacı olan bilişim kısmını, data analizi kısmını, yapay zeka, makine öğrenmesi gibi alanları geliştirmeleri gerekiyor. Bu üstüne basa basa söylenmesi ve ne olursa olsun her koşulda üzerinde durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu alanlarda üretim yapılması gerekiyor. Bu alanlarda yürütülecek çalışmalara liderlik edecek birikime sahip bireyler yetiştirilmesi gerekiyor.
Bugün, biyoteknoloji çalışmaları hayatımızın tam da merkezinde bulunuyor. Bu alan yakın gelecekte çok daha büyüyecek ve belki de dünyadaki bir çok sorunun çözümü için biyoteknoloji çalışmalarından faydalanılacak. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz aba Innolab web sitesini ziyaret edebilirsiniz.