İnovasyon uzun zamandır hemen her sektörde en önemli kavramlar arasındaki yerini koruyor. Diğer taraftan inovasyon da kendi içinde değişim geçirmeye devam ediyor. Artık minimal inovasyonlar değil çığır açan inovasyon çağında yaşıyoruz. Endüstri 4.0 ile birlikte gelişen inovasyon, çığır açan veya diğer bir ifadeyle ezber bozan bir yaklaşıma doğru evirildi.
Bu yeni inovasyon yaklaşımını kendi girişimine ya da şirketine uygulamak isteyenlerin, bakış açısında köklü değişimlere gitmesi gerekiyor. Stanford Üniversitesi, bu ihtiyacın farkında olarak yol göstermek için bir araştırma yürüterek, girişimcilerin uyum sağlamasını kolaylaştırmak üzere cığır açan inovasyon için 5 öneri derledi. Bu yazımızda kısaca Stanford’un önerilerinden bahsedeceğiz.
Gücünüzü Paylaşın
Bugün kitle kaynaklı, açık kaynaklı çalışmaların işbirliği içinde yürütüldüğü bir dönemde yaşıyoruz. Gücü paylaşmak; karar alma, üretim, uygulama ve değerlendirme süreçlerinin tamamına işbirliğini yaymak anlamına geliyor. Bir zamanlar tasarım, tüketim, uzmanlık gibi aşılmaz sınırlarla ayrılan alanlar artık birbirinden beslenerek büyüyor. Araştırma, analiz ve karar aşamasında görev yapanlar artık yuvarlak masa etrafında bir araya geliyor ve departmanlar arası hiyerarşilerin ortadan kaldırıyor. Sosyal medya ve internetin yaygınlaşmasıyla tüketici de bu süreçlere katılmış oluyor.
Şirket sahipleri, bu süreçte otoritelerinin sarsılacağından tedirgin olarak çığır açan inovasyonu benimsemekte zorlansa da güç paylaşımını kolaylaştıracak yöntemler var:
- Sürece bir şekilde dahil olan kişiler için mevcut sorunu veya konuyu tanımlayın.
- Ekibinizle büyük resmi ve kısıtlamaları paylaşmaya özen gösterin. Yani, şeffaf ve kapsayıcı bir yaklaşım geliştirmeye çalışın.
- Katılımcılar için orijinal liderlik rollerini ve yapılarını destekleyin, onlara birden çok rolü oynama imkânı sunun.
- Yaratıcı katkının önemini vurgulayarak aktif katılımı teşvik eden bir ortam yaratın.
İlişkileri önemseyin
Yalnızca ekip üyelerinin size bağlılığını değil, sizin onlara bağlılığınızı da öncelikleriniz arasına alın. Yapılan araştırmalar kitle kaynaklı çalışmalarda süreçlerin adaletli ve eşitlikçi bir şekilde yürütülmesinin motivasyonu arttırdığını gösteriyor. Karar verme sürecinde ekibinize, onların fikrini önemsediğinizi hissettirin – ve gerçekten diğerlerinin fikrini önemseyin. Böylece, birlikte çalıştığınız kişilerin bir araç değil, birer katılımcı olduğunu göstermiş olursunuz.
Artık ‘biz bir aileyiz’ söylemleri değil; birlikte iyi işler çıkarma duygusu insanları harekete geçiriyor. Bunun için faydalanabileceğiniz bazı yöntemler şunlar:
- Sürece dahil olan herkesin fikirleri için zaman ayırın.
- Başlangıçta, herkesin kabul ettiği taahhütler, temel kurallar ve uygulamalar için birlikte anlaşmaya varın. Bu anlaşmayı mihenk taşı olarak görün.
- Topluluk hissi uyandırın.
- Her bir proje için bağlılık oluşturulmasını sağlayın.
- İlişkisel bir dünya görüşü hakkında bilgi edinin ve gayret edin.
Çeşitliliği destekleyin
Büyük şirketler, çeşitliliğin öneminin ve farklılıklara duyulan ihtiyacın farkında. Birlikte çalıştığınız insanların farklılığı, farklı fikirlerin ve bakış açılarının şirketinizi zenginleştirmesini sağlar. Ancak bunu yaparken tik atacak bir liste muamelesinden kaçınmalı ve gerçekten bu zenginliğin farkına varmanız gerekiyor.
Elinizdeki projeyi ‘çığır açan inovasyona’ dönüştürmek için tek bir bakış açısı yeterli olmaz. Bunun yerine bir bakış açısındaki eksikleri tamamlayacak bir diğer görüş, hataların ortadan kaldırılması için birbirinin fikrini güçlendiren ekip üyeleri çığır açan inovasyonun tam da istediği şey.
Çeşitliliği desteklemek için kullanabileceğiniz bazı yöntemler şunlar:
- Bakış açınızda anlamlı farklılıklar yaratan gruplar oluşturun.
- Katılımcıları farklılıkları etkili bir şekilde gözetmeye ve teşvik edin.
- Katılımcılardan liderlere ve kolaylaştırıcılara kadar sürecin her aşamasına çeşitlilik kazandırın.
- Katılımcıları eksik olan bakış açılarını belirlemeye teşvik ederek çeşitliliği sürekli olarak değerlendirin ve oluşturun.
